Uzun zamandır böylesi bir tarihe imza atan bir kralın hikayesini okumadıysanız, hala okumak için bir şansınız olduğunu söyleyebiliriz. Hadi okuyalım bakalım.
Günlerden bir gün, bir kral kendisine yeryüzünde cennet gibi bir yer bulunmasını emreder. Ve bulurlar da… İşte o kral Bergama Kralı Attalos, yerleşilen yer ise Antalya’dır. Bin yılların farklı medeniyetlerini topraklarında barındırmış, dağlarında saklamış, onlara yaşam ve gelişme olanağı tanımış Antalya’nın bu kadar fazla tarihi yapıya sahip olması hiç de şaşırtıcı değil. Antik kentleriyle her köşesinde tarihin bizlere konuştuğu Antalya’yı bir seferde keşfetmek mümkün olmasa da bu tarihi yerleri gidilip-görülecekler listenizin en başına yazın ve yolculuğunuzu başlatın.
Olympos Antik Kenti
Helenistik Dönemde kurulan Olympos Kenti, binlerce yıllık kalıntılarıyla tarihin uzak ve görkemli izlerini bizlere sunuyor. Olympos Çayı’nın serin suyu ile Akdeniz’in buluştuğu bölgede bulunan Olympos’ta, Roma Dönemi’ne ait tiyatro, Bizans Dönemi’nden kalma bazilika ve hamam kalıntılarını göreceksiniz. 14. yüzyıl zamanlarında oldukça uğrak bir liman kenti olan Olympos, Hristiyanlık için de özel önem taşıyan noktalardan. Öyle ki, sadece burada 12 adet Bizans Dönemi’ne ait kilise bulunuyor.
Yanartaş (Khimaira) Çıralı
Olympos’a geldiyseniz, zaten Yanartaş’ı görmeden gitmek olmaz. Tıpkı adından da anlaşıldığı gibi, taşlar arasından çıkan ateşiyle nam salmış bir antik bölge burası. Olympos’un yanındaki şirin Çıralı Köyü’ne oldukça yakın bir mesafede olan Yanartaş, ateşinin kaynağını aslında yer altından sızan doğalgazdan alsa da mitolojiye göre ejderhanın sönmeyen ateşi.
Aspendos Antik Kenti
Bir zamanların meşhur Pamfilya şehri olan Aspendos, o günlerde önemli bir liman kenti olarak ticaretin merkezi konumundaymış. Kent iki bölgeye ayrılıyor: Yukarı Kent ve Aşağı Kent. Yukarı Kent’te bazilika, eksedra ve halkın toplanma meydanı olan agorayı ziyaret edebilirsiniz. Aşağı Kent’te ise hamamlar, su kemerleri, stadyum, çeşitli tapınaklar ve nekropoller göreceksiniz. İhtişamlı tiyatrosu ise binlerce yıldan bu yana eski güzelliğini korumayı başarabilmiş.
Selge Antik Kenti
Selge, Zerk Köyü’nde yer alan oldukça büyük bir alana yayılmış bir antik kent. Tarihi kalıntılarda antik dönemlerin kapılarını aralamanın keyfine eşlik eden bir diğer unsur da binlerce yıllık su kaynaklarının hala aynı şekilde akıyor olması. Tiyatrosu ise en etkileyici yapıları arasında.
Simena Antik Kenti
Simena Antik Kenti de bin yıllar öncesinden günümüze kadar ayakta kalmayı başarabilmiş yerlerden. Özellikle yaz aylarında oldukça fazla ziyaretçi ağırlayan Simena’nın kalesi en önemli yapılarından. Bunun dışında mezarlar, tapınak ve tiyatrosu ile de görülmeye değer yapılar barındırıyor.
Alara
Antalya-Alanya Kara Yolu üzerinde bulunan Alara, Selçuklular zamanında oldukça önemli bir yere sahipti. I. Alaaddin Keykubat’ın buyruğuyla, 1231 yılında sağlam taşlarla örülerek yapılan Alara Han hala eski günlerinin güçlü yapısını ayakta tutmaktadır. Alara Han’ın biraz ilerisinde ise çay yatağına kurulmuş olan bir kale göreceksiniz. Yine I. Alaaddin Keykubat tarafından, handan sadece bir yıl sonra inşa ettirilen ve İpekyolu üzerinde yer alan bu kaleye, Alara Çayı kenarında bulunan yoldan yürüyerek ulaşabilirsiniz.