Türkiye’nin Maldivleri

Türkiye’nin Maldivleri

Türkiye’nin Maldivleri
Maldivler diyince ilk aklımıza gelen,  turkuaz sular bembeyaz kumlar olacaktır. Maldivler benim için  gerçekten rüyadan öte  yaşamak istediğim  tek yer. Dünyadaki cennetin adı, o yüzden yeri de çok ayrı. Döviz almış başını gidiyor baktım daha Maldivler’i sadece rüyamda görürüm o zaman dedim ben de cennet ülkemde Maldivler’in benzerini bulurum diyerek, bu düşünceyle başladım Türkiye’de Maldivler denilen yerleri aramaya taramaya. Sadece aramakla da kalmadım hepsini deneyimledim. Bu yerlerin hepsi sizi Maldivler’in büyülü dünyasına götüren Türkiye’nin en güzel en turkuaz sularının olduğu yerler. Hazırsanız işte karşınızda Türkiye’nin Maldivleri ….

1) Salda Gölü, Burdur 

 

  1) Salda Gölü, Burdur  Güzellik harikası olan Maldivler listemize haydi gelin en popüler noktadan başlayalım. Burası Dünya’da Mars özelliği gösteren 2 yerden biri ve dahası Türkiye’nin en derin, en temiz ve en berrak gölü. Akdeniz’de göller bölgesi içinde,  Burdur’un Yeşilova ilçesine 4 km uzaklıkta ormanlarla çevrili muhteşem bir doğanın ortasındayer alan   bu göl,gözleri ışıldatan gerçek bir Maldivler harikasıdır.. 1989 yılından beri doğal sit alanı olan gölde birden fazla plaj bulunmaktadır. Özellikle suyun temizliği, turkuaz rengi ve kumun beyaz rengi ile Türkiye’nin Maldivleri benzetmesini fazlasıyla haketmektedir. Mutlaka bu gozlerinizi kamastiran masmavi sularda yuzmelisiniz. Kumsalı güneşin en tepede olduğu zamanda bile kesinlikle insanin ayaklarini yakmiyor, şifa niyetine bu gölün kenarında yalin ayak yurumelisiniz.  Göle girdiginizde ise kadife bir hali serilmis de siz o halıdan yürüyen gölün davetlileri gibi hissediyorsunuz, gerçekten çok eşşiz bir histi. Daha da güzeli, o pamuk gibi kumdan alip suratiniza peeling yaptiginizda yüzünüz de pamuk gibi oluyor. Neden mi? Gölün içerisinde bulunan magnezyum, soda ve kil sayesinde. Bilim adamlarınca göl suyunun birçok cilt hastalığına özellikle de sivilcelere iyi geldiği ispatlanmış. Tam da bu sebeple  gölün dibinden kova kova evlerine kil taşıyan insanlar görürseniz şaşırmayın. Siz de göl kenarında oluşmuş kil havuzlarına kendinizi atın mutlaka çamurlara bulanın.  185 metreye varan derinliği ile Türkiye’nin en derin, dünyanın ise üçüncü en derin gölü  o yüzden yüzerken aman çok açılmayın su bir anda aşırı derinleşip tehlikeli bir hal alabiliyormuş. Burası gözlerimizi alamayacak kadar ışıltılı da olsa, dünyadaki mars özelliği gösteren 2 yerden biri. Göldeki magnezyum yüklü kayaların aynısından Mars’ta da varmış. Mars’ta 1 gece geçirmek çok keyifli olmaz mı? İmkanınız varsa burada 1 gece kamp yapabilirsiniz. Özellikle haftasonu yöre halkı da serinlemek için Salda gölünün plajlarına akın ettiğinden gezinizi haftaiçine getirirseniz çok daha keyifli geçecektir.  

2) Suluada, Adrasan 



– Antalya Salda’dan sonra instagram dünyasının diğer patlayan yıldızı ise kesinlikle Suluada. Adrasan ile Gelidonya Burnu arasında kıyıdan yaklaşık 1.5- 2 kilometre uzaklıkta bulunan adaya ulaşım sadece deniz yolu ile sağlanıyor. Tamamen doğal bakir bir ada olan Suluada’nın üzerinde herhangi bir yerleşim yeri ya da tesis yok. Ada’da 2 tane sahil var. 2 plaj da bembeyaz kumsala turkuaz bir denize sahip böyle olunca Maldivler yakıştırması gerçekten kaçınılmaz.  Adanın ismi ise adada bulunan tatlısu kaynağından geliyor ve bu kaynak suyunun şifalı olduğu söylenmektedir. Çok uzun yıllardır balıkçılar tatlısu ihtyacını bu koydan karşılarlamışlar. Geziniz sırasında bu sudan içmeden dönmeyin sakın gerçekten çok lezzetliydi. Adanın çevresinde ise çok sayıda sualtı mağaraları var. Tekne turlarında bu mağaraları da görme sansınız oluyor. Özellikle ışığın yansımaları ve suyun bu ortamda oluşturduğu renkler muazzamdı. Doğal resif bölgesi olan ada biyoçeşitlilik açısından oldukça zengin. Sulu Ada’nın kaya yapısında kalsiyum karbonat bulunduğundan ve  kumun içinde yaşayan foraminifera adlı mikroorganizmalar kuma beyaz rengi veriyormuş. Gerçekten bu doğal yaşam alanının bu güzelliğin bizim korumamıza ihtiyacı var.  Bahar ve yaz aylarında  her gün Adrasan’dan Suluada’ya günlük tekneler kalkmaktadır. Biz Adrasan Yusuf kaptan ile gidip çok da memnun kalmıştık. 2018 yılında öğle yemeği dahil turlar kişi başı 70 TL’ye düzenleniyor. Ne yazık ki Temmuz- Ağustos aylarında tekne kalabalıklığından ada da yüzmek için yer bile kalmıyor. O yüzden Haziran ve Eylül ayları nispeten daha sakin ve keyifli olacaktır. Umarım Adrasan belediyesi burdaki doğayı korumak için adaya her gün gidecek tekne sayısını kontrol eder de bu cennet tüm kuşaklara bozulmadan geçer.

3) Sedir Adası, Marmaris – Muğla 



Sedir Adası, Türkiye’nin en özel  ve en çok korunan plajına sahip hatta o kadar koruma altındaki bu plaja terlik ve havlu ile girmeniz yasak. Duş almadan da adadan ayrılmanız yasak:) Neden derseniz?  Çünkü bu plajda dünyada sadece 2 yerde olduğu bilinen çok özel altın kumlar var. Bu özel kum ateşte yanıyor, sodalı suda kendiliğinden çoğalıyor ve büyüteç altında incelendiğinde hareket ediyormuş. Düşünsenize bir benzeri Kızıldeniz’de diğeri ise Sedir Adasında bu kumların. Bu özel kum denizle buluştuğunda ise işte Maldivler’i aratmayacak güzellikle muhteşem turkuaz renk oluşuyor.  Sedir Adası’nın diğer ismi ise Kleopatra Adası çünkü efsaneye göre Kleopatra bu adada denize girmek istemiş ve Antonius onun serefine Mısır’dan gemilerle bu altın sarısı kumları getirmiş ve beraber  bu plajda yüzmüşler. Ada’da aynı zaman da Roma dönemine ait Cedrae antik kenti’nin kalıntıları da bulunuyor. Antik tiyatro ve agora görülmeye değer.  Ada’ya Marmaris’in 20 km mesafedeki Çamlı köyünde yer alan iskeleden kişi başı 15 TL ödeyerek ulaşabilirsiniz. Ayrıca Marmaris ve Akyaka’dan kalkan günlük tur tekneleri de mutlaka adaya uğruyor. Ada, Anıtlar yüksek kurulunun koruması altında olduğundan Müze Kart geçerli.

4) Bademli, Dikili – İzmir

 
 
Bademli, Dikili’ye 10 km mesafede bozulmamış doğası ile bir zeytin köyü. Resmen Ege’nin gizli cenneti ve açık ara Ege’nin en güzel denize sahip bölgesi aynı zamanda. Bu bölgenin denizi o kadar berrak ki cam gibi akvaryum gibi. Bembeyaz kumsallarla o cam gibi deniz birleşince de yine Maldivler görsellerinden alışık olduğumuz o turkuaz renk ortaya çıkıyor. Zeytin ağaçlarının yeşili ise muhteşem manzaraya fon oluşturuyor.  Bademli köyünde çok sayıda koy var ama Fame Plajı, Pisa Plajı,  Akvaryum Plajı, Hanım’ın Koyu, Killik Koyu, Zindancık, Ilıca ve Hayıtlı koyları o tropik ada deneyimi yaşatacak turkuaz denize sahip.  Özellikle Alaçatı Çeşme’nin kalabalığından ve pahalılığından sıkıldıysanız Dikili-Bademli sahilleri tam da size göre. Öğleden sonra havanın durumuna göre denizin dalgalanabileceği ve koylara ulaşımın zor olduğu unutulmamalı.

5) Kalem Adası, Dikili – İzmir 



İzmir’in Dikili ilçesinin Bademli Köyü’ne bağlı olan Kalem Adası, Türkiye’de başka örneği olmayan bir ada otel. Kendine özgü incecik kumu, göz alıcı denizi ve zeytin ağaçlarıyla doğal güzelliğinden hiçbir şey kaybetmemiş. Kardeşi Garip Adası, komşusu ise Midilli. Özel mülkiyet olduğu için üzerinde yalnızca tek otel var; Kalem Adası Oliviera Resort. Başka bir tesis bulunmadığı gibi, sit alanı olarak koruma altında olduğundan kamp yapmak yasak. Sadece 30 odası bulunan tek bir otel. Kalem Adası tam da bu sebeple bu kadar sessiz, sakin ve huzurlu.Tesisin plajı Bademli Köyü yönüne bakıyor; alakart restoranı ise tam ters yöndeki muhteşem Midilli manzarasına. Plajda keyif içinde dinlenerek sessizce kitabını okuyabileceğin pek çok hamak, alan ve köşe düşünülmüş.  Yüzmek haricinde adada sergilenen eser ve heykeller arasında tarihi bir yolculuğa çıkabilir, zeytin ağaçlarının gölgesinde yürüyüş yapabilirsin. Adanın ne kadar romantik olduğunu da söylemek gerek. Bu nedenle balayı ve özel gün kutlamaları için çok tercih edilen yerlerden birisi. Kalem Adası’nı gördükten sonra, insana adeta tropik bir deneyim yaşatan güzelliğini anlatmakla bitiremeyeceksin.  Dalış yapmayı seviyorsan da, mavi bayraklı denizin su altı Kalem Adası’nda ayrı bir güzel. Burada bulunan, Türkiye Su Altı Sporları Federasyonu’nundan onaylı Su Sporları Merkezi’nden dalış brövesi bile alabilirsin.